Nurçe Erben: Hedef sadece büyümek değil; derinleşmek
Cactus Oteller Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi ve Bodrum bölgesindeki otellerinin başında olan genç girişimci, Nurçe Erben ile Yalıkavak’taki Ruins Hotel’da buluştuk. Her şeyin çok hızlı tüketildiği bu çağda, sürdürülebilir ve anlamlı bir değer yaratmak için çalıştığından, hedefin sadece büyümek değil; aynı zamanda derinleşmek olduğundan bahseden Erben ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle eğitim hayatından bahseder misin?
London School of Economics mezunuyum. Ekonomi - finans uzmanıyım. Bodrum - İstanbul arasında geçen bir hayatım var.
Tam olarak neler yapıyorsun? Sorumluluklarından bahseder misin?
Cactus Hoteller Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesiyim ve Bodrum bölgesindeki otellerimizin başındayım. Kolay bir kariyer yolculuğu olmadı, ilk başladığım sene, yıllardır kapalı olan bir otelimizi sıfırdan inşa edip, bir yıl işlettikten sonra tüm otellerin başındaki pozisyona getirildim. Marka yaratmayı ve güçlendirmeyi çok seviyorum, ürün portföyümüze yenilikler katarak ilerlemek benim için çok önemli. Vizyonum, limitsiz inovasyon, güçlü ve risksiz adımlar ve geleceğe yönelik yeni yatırımlardan oluşuyor.
Son markanız Ruins Hotel’ın hikayesinden bahseder misin? Ruins Hotel’i nasıl tasarladın?
Ruins benim için bir mekândan çok bir his. Doğaya saygılı, geçmişe bağlı ama bugünü yaşayan bir yer hayal ettim. Antik çağlardan izler taşıyan Stratonikeia gibi bir yerde, tarihle iç içe ama modern çizgilerle bezeli bir yaşam alanı yaratmak istedim. Her taşını, her detayı birebir düşünerek, kendi duygularımı ve değerlerimi kattığım bir yolculuktu Ruins.
Ruins’in vizyon ve misyonunu merak ediyorum… 5 yıl sonra Ruins’i nerede görüyorsun?
Ruins’in vizyonu; doğaya uyumlu, sadelikle lüksü buluşturan, zamanın yavaş aktığı bir yaşam biçimi sunmak. Misyonumuz ise her misafirimize unutulmaz, kişisel bir deneyim yaşatmak. Beş yıl sonra Ruins’in, sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da adı geçen, referans alınan bir marka olacağına inanıyorum. Ama daima özünü koruyarak…
Gastronomi alanında yenilikçi yaklaşımlar içindesin. Neler yapıyorsun bu konuda?
Gastronomi bizim için sadece lezzet değil; duyulara hitap eden bir deneyim. Bu yüzden mutfağımızda yerel tatlarla modern teknikleri buluşturarak, hem gelenekten kopmayan hem de global damak zevkine seslenen bir çizgi oluşturduk. Her detayda sürdürülebilirliğe ve doğallığa önem veriyoruz. Mevsimsellik, yerel üreticiyle iş birliği ve tabakların hikâyesi bizim için çok kıymetli.
Aile mesleği turizm… Eminim, ailede turizm, kendini bildiğinden bu yana konuşuluyordur. Aile mesleği olmasaydı, yine de bu işi yapmak ister miydin?
Büyük ihtimalle yine bu yolda olurdum. Çünkü, insana dokunan işler beni her zaman cezbetti. Ama ailemin turizm geçmişi, benim bu sektöre çok daha bilinçli ve donanımlı yaklaşmamı sağladı. Yani, sadece duyguyla değil, aynı zamanda vizyonla ilerlememe imkân verdi.
Çok genç bir kadınsın… Bir oteller grubunun başında olmak fikri hiç korkutucu geldi mi?
Korkutucu değil ama çok sorumluluk isteyen bir yol. Genç yaşta bu kadar büyük bir projeye liderlik etmek zaman zaman zorlayıcı olabiliyor. Ancak bu zorluklar aynı zamanda beni büyüttü, geliştirdi. Cesaretin, planlamayla ve sağlam bir ekiple birleştiğinde harikalar yaratabileceğini gördüm.
Genç bir girişimci olarak, yeni nesil girişimcilere hangi tüyoları verirsin?
En büyük tavsiyem: Gerçekten tutkuyla bağlı olduğunuz işi yapın. Taklit etmektense kendi yolunuzu çizin. Ve en önemlisi: Her şeyin çok hızlı tüketildiği bu çağda, sürdürülebilir ve anlamlı bir değer yaratmaya odaklanın. Hedefiniz sadece büyümek değil, derinleşmek de olsun.
Turizm sektörü de hemen hemen her sektör gibi kriz dahilinde… Bu konuda ne düşünüyorsun? Neler ön görüyorsun?
Krizler kaçınılmaz ama aynı zamanda birer dönüm noktası. Bizim için önemli olan bu dönemleri bir fırsata çevirmek. Misafirlerimizin artık daha seçici, daha bilinçli ve deneyim odaklı olduğunu biliyoruz. Bu da aslında bize, gerçek ve sürdürülebilir bir değer sunmanın ve özgün olmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlatıyor. Bu anlayışla ilerleyenlerin her dönemde ayakta kalacağına inanıyorum.
Röportaj: Özlem Yılmaz Küçük
Benzer Haberler
Nurçe Erben: Hedef sadece büyümek değil; derinleşmek